BİR KİŞİSEL GELİŞİM ÖYKÜSÜ
Yaşlı bir marangoz sonunda emekliye ayrılmaya karar vermişti. İşverenine inşaat işini bırakma ve geniş ailesiyle birlikte vakit geçirerek daha huzurlu ve telaşsız bir hayat sürme planından bahsetti. Maaşının azalacağını biliyordu, ama yinede emekli olmak istiyordu. Patronunu temin ediyordu, “geçinebilirdi.” Patronu iyi bir işçisini kaybetmekten dolayı üzgündü, ve ona ayrılmadan önce gönlünce bir ev inşa edip edemeyeceğini sordu. Marangoz “tamam” dedi, ama patronun marangozun işi gönülsüzce yaptığını görmesi fazla zaman almadı. Acele ediyor,baştan savıyor ve kötü malzeme kullanıyordu. Kariyerini noktalamak için talihsiz bir yol seçmişti. Marangoz inşaatı bitirdiğinde, işveren evi teftiş etmeye geldi. Ama adamın yaptığı evi kontrol etmek yerine, ona sokak kapısının anahtarını verdi. “Bu senin evin,” dedi, “onca yıl süren hizmetinin karşılığı olarak sana böyle bir hediye veriyorum.” Ne büyük bir şok! Marangoz kendi evini inşa etmekte olduğunu bilseydi kuşkusuz daha farklı hareket ederdi. Şimdiyse pek de iyi inşa etmediği bir evde yaşamak durumunda kalacaktı. Bu bir çok insanın başına gelebilir. Belki yaşamlarını akıllarını pek toplamadan kurar, planlı bir biçimde hareket etmekten çok tepkisel davranır, ve ellerinden gelenin en iyisini yapmazlar. Hayatlarının dönüm noktası olacak uğraklarında işlerini en iyi biçimde yapmazlar. Sonra bir şok geçirip, yarattıkları duruma bakınca, inşa ettikleri, hoşlarına gitmeyen bir “evde” yaşamakta olduklarını anlarlar. Eğer bunu yolun başında anlayacak olurlarsa daha farklı davranırlar. Kendinizi hayatını kuran marangoz olarak düşünün. Her geçen gün bir çivi çakar, bir tahta yerleştirir, bir duvar örerken, bunu akıllıca yapmayı seçersiniz. Geleceğiniz buna bağlıdır. Bu şimdiye değin inşa ettiğiniz yegane yaşamdır. Bu yaşamı sürecek tek bir gününüz kalmış olsa bile, bunu refah içinde ve itibarlı bir şekilde yaşamaya layıksınız. Duvarda asılı tabelada şöyle yazar: “Hayat kendi başınıza yapacağınız bir projedir.” Bu daha açık nasıl söylenebilirdi?
Bugünkü yaşamınız, büyük ölçüde geçmişte aldığınız tutumların ve yaptığınız seçimlerin sonucudur. Ve yarınki yaşamınız da bugün alacağınız tutumların ve yapacağınız seçimlerin sonucu olacaktır. Her şey size bağlı.
* * * * * * *
Kaynak : John Fuhrman’ın Elektronik Düş adlı kitabından alınmıştır.
BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE ne yazık ki mükemmellik kusursuzlukla eş tutuluyor. Bu düşünce de bizi felç ediyor, çünkü mükemmelliğin, kusursuzluk noktasına ulaşmış olmak değil, bir gelişme süreci olduğunu unutuyoruz.
Mükemmel olmak demek, başlangıçtaki durumdan daha iyi bir duruma doğru ilerleme kaydetmek demektir. Kişinin içinde bulunduğu durumdan çıkarak, potansiyelini tümüyle kullanabileceği ya da daha iyi şeyler yapabileceği bir noktaya gelmesi demektir.
Yaşamda mükemmelliğe doğru giden yolculuk, vizyonla başlar. Vizyon bir yol haritasıdır; geleceğin nasıl olması gerektiğini gösteren bir resimdir. Bu yol haritası, hareketlerinizi, kaynaklarınızı ve enerjinizi geleceğinize yönlendiren zihinsel bir görüntüdür. Gelecekten bir enstantane, size düşlerinizi gerçekleştirmek için çok çalışma enerjisini verir. İyi tanımlanmış ve zorlayıcı bir kişisel vizyon, en iyiyi elde etmeye yönelik bir kararlılık doğurur.
Kişisel mükemmelliğe ulaşmak, aynı zamanda en yüksek erdem ve iyilik düzeyine de erişmek demektir. Kişisel mükemmellik iyi niyet, temiz kalplilik, dürüstlük, doğruluk ve asalet gibi özelliklere odaklanır. Bu özelliklere sahip olmakla ilgili ilginç bir nokta, bunların yalnızca içten içe yaşanmakla kalmayıp başkalarınca da kolayca fark edilir olmalarıdır. Mükemmellik, yeterli ya da ortalama olanı aşmak demektir. Böylelikle başka insanlar da sizdeki özellikleri rahatça görebilecektir.
Mükemmel olmak için çaba göstermek, çokça enerji harcamayı gerektirir. Musevilikte mükemmellik, "hırsla ve coşkuyla yukarıya doğru hareket etme" düşüncesini içerir. Mükemmelliğe odaklandığınız zaman, vizyonunuzu gerçekleştirmek için yoğun olarak çalışmalı, hırsla yolunuza devam etmelisiniz. Mükemmel olmak, arada bir patlama yapmak değildir; hedefe odaklanmış sürekli bir enerji akımıdır.
Kişisel mükemmelliğe giden yolda rekabetin yeri yoktur. Mükemmellik yolunda ne kadar ilerlediğinizin ölçüsü daha önce bulunduğunuz nokta ile şimdi bulunduğunuz nokta arasındaki farktır.
Kendinizi yalnızca başkaları ile karşılaştırarak bir yere koymak, kendini beğenmişliğe ya da kendini küçük görmeye yol açar. Gelişmenizi başkalarına göre değil, bir ay, bir yıl ya da birkaç gün önce hangi noktada bulunduğunuza göre ölçmek daha doğrudur. Bunu yaptığınızda zirveye giden yolu yarılamış olursunuz.
David Neidert Anderson
Kaynakça: İbrahim Kayahan
ERDEMİR
Mekanik ve Yardımcı Atelyeler Müdür Yardımcısı